Çiftler ayrılırken açtıkları boşanma davalarında en çok üzerinde durulan konulardan birisi de çocuğun velayetinin kimde olacağı konusudur. Hâkimler boşanma davalarında velayete ilişkin karar verirken çocuğun menfaatini gözetmektedir. Velayet davalarında asıl unsur çocuğun menfaatidir. Buna göre velayet davası nasıl kazanılır diyen kişi açısından, çocuğun hangi ebeveyn tarafından alınacağı, çocuğun velayetinin kime verileceği, velayeti almayan bireyin çocuğu hangi koşullarda ve ne sıklıkla göreceği tamamen çocuğun menfaati gözetilerek verilen bir karardır.
Buna göre boşanma süreci içerisinde hakim hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bir yaşam sunacağı, çocuğun eğitiminin hangi koşullarda daha iyi sağlanacağı, çocuğa ilişkin gerek maddi gerekse de psikolojik ihtiyaçların nasıl karşılanacağı gibi konular çocuğun velayetinin kime verileceğini büyük ölçüde belirlemektedir.
Diğer yandan çocuğun boşanma süreci içerisinde bulunduğu yaş, kiminle yaşamak istediğine karar verebilecek akla sahip olması gibi hususlarda velayet kararında etkili olmaktadır. Çocuğun yaşının küçük olması durumunda davalarda sıklıkla çocuk anneye verilmektedir. Bu konuda hakimler çocuğun anne şefkatine ihtiyaç duyacağı bu nedenle çocuğun annesinde kalması yönünde kanaat kullanabilmektedirler. Fakat velayet, kesin bir hüküm niteliği taşımadığından çocuğun ileriki dönemde velayetinin değiştirilmesi de söz konusu olabilmektedir.
Velayet davalarında çocuğun velayetini almak isteyen bireylerin sıkı bir savunma yapmaları onlara velayeti alma hususunda avantaj sağlamaktadır.
Esas yapılması gereken iş velayet kararı alabilmek adına hakim kanaati oluşturulmasıdır. Hakim kanaati oluşturulması için bireylerin bu süreçte hukuki destek almaları önerilmektedir. Her ne kadar boşanma ve velayet davaları için avukat tutulması zorunlu olmasa bile bu süreçte uzman bir boşanma avukatı tarafından destek alınması çocuğun velayetini alma açısından bireylere mutlak fayda sağlar.
Mahkemenin vermiş olduğu velayet kararının kesin bir hüküm niteliğinde olmadığına değinmiştir. Bireyler boşanmadan yıllar sonra bile çocuğunun velayetini karşı taraftan alma adına velayet davası açabilirler. Velayetin değiştirilmesi adına açılacak velayet davası içerisinde birey çocuğun mevcut koşullarından daha iyi koşullara kendisi ile ulaşabileceği yönünde hakimi ikna edebilirse velayetin değiştirilmesi söz konusu olacaktır.
DAT Özel dedektiflik ve Araştırma firması da Özel Dedektiflerimiz aracılığıyla verdiği hizmetle velayet davasını kazanmanızı kolaylaştırıyor.
Velayet davasını kazanmanın en kolay yolu özel bir dedektiflik firması ile anlaşmak ve iyi bir araştırma yaptırmaktır. İşte bu noktada DAT Özel dedektiflik bürosu bünyesinde çalışan Özel dedektifleri ile velayet hakkını kötü kullanan ve çocuğun zararına olabilecek eylemlere giren ebeveyni takibe almaktadır.
Yapılan izleme ve inceleme neticesinde velayet hakkını ortadan kaldıracak tüm bilgi, belge ve dökümanlar toparlanacak ve araştırmayı talep eden anne yada babaya rapor olarak sunulacaktır. Toparlanan raporlar özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti ve konut dokunulmazlığı gibi Anayasa ile korunan hak ve hürriyetlere aykırı bir şekilde elde edilmediği sürece mahkeme tarafından da kanıt olarak kabul edilecek ve haklı bulunursa çocuğun velayet hakkı el değiştirecektir.